Prof. Dr. Sevil Atasoy: "Bağımlılık Tedavi Edilebilir, Kronik Bir Beyin Hastalığıdır!"
Türkiye'nin önde gelen adli bilimcilerinden, Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) Başkanı ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, üniversitenin Oryantasyon Günleri kapsamında "Bağımlılıkla Mücadele Konferansı" verdi. Prof. Dr. Atasoy, öğrencilere somut tavsiyelerde bulunarak "Size uzatılan bir şeye ‘hayır demeyi’ öğrenin!" dedi.
Bağımlılığa Yeni Tanım: Kronik Bir Beyin Hastalığı
Prof. Dr. Atasoy, bağımlılık algısının değiştiğini ve artık "ahlaki bir mesele" olmaktan çıkarak tıbbi bir durum olarak tanımlandığını vurguladı:
-
Tıbbi Tanım: "Bağımlılık tedavi edilebilir, kronik bir beyin hastalığıdır." Dünya Sağlık Örgütü dahil tüm tıp sektörü, bağımlılığı bu şekilde kabul etmektedir.
-
Riskler: Bu kronik hastalığın nüks edebileceğini ve engellenemediği takdirde ölümcül sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
-
Küresel Artış: Yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik ve stres gibi parametreler nedeniyle dünya genelinde uyuşturucu kullanımının arttığını; geçtiğimiz yıl 15-64 yaş arasındaki nüfusun yaklaşık yüzde 6’sının (316 milyon kişi) uyuşturucu kullandığını aktardı. Bu maddelerin başında esrar geliyor.
Güncel ve Küresel Tehditler
Prof. Dr. Atasoy, küresel uyuşturucu ticaretine ve yeni tehlikelere dikkat çekti:
-
Fentanil Tehdidi: Eroinden 50-100 kat daha güçlü olan Fentanil maddesinin Amerika'da yüz binlerce ölüme neden olduğunu ve şu anda Doğu Avrupa ülkelerine doğru geldiğini belirterek, "Bir toplu iğne başı kadar kullanımı bile insanları felç edip ölüme götürebiliyor" uyarısında bulundu.
-
Arz-Talep Dengesi: Sadece arzla (satıcılarla) mücadelenin yeterli olmadığını, "Bir ürüne talep varsa eğer mutlaka bir şekilde insanlar onu bulurlar" diyerek taleple mücadelenin önemini vurguladı.
-
Uluslararası Denetim: Bağımlılıkla mücadelede temel teşkil eden 1961, 1971 ve 1988 tarihli üç büyük uluslararası sözleşme bulunduğunu ve kendisinin de bu sözleşmelerin uygulanmasını denetleyen Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu'nun (INCB) başkanı olduğunu açıkladı.
Erken Yaş ve Diğer Bağımlılıklar
-
Yaş Sınırı: Bağımlıların yüzde 90’ının madde kullanımına 21 yaşından önce başladığını belirterek, önleme ve farkındalık çalışmalarının lise, ortaokul, hatta ilkokul öncesi yaşlarda başlaması gerektiğini söyledi.
-
Reçeteli İlaçlar: Bağımlılığın yasa dışı maddelerle sınırlı olmadığını, antidepresanlar, anksiyolitikler ve uyku ilaçları gibi reçeteli müstahzarların kötüye kullanımının yaygın bir sorun olduğunu, özellikle kadınlarda bu tür bağımlılık vakalarının önemli bir yer tuttuğunu belirtti.
-
Davranış Bağımlılıkları: "Beynin ödül sistemini ele geçiren her şey bağımlılık yapar," diyerek sosyal medya (günde 6-7 saat kullanım) ve yiyecek gibi davranış bağımlılıklarının da iş, eğitim ve sağlığı olumsuz etkilediğini ifade etti.
Öğrencilere Tavsiyeler
Prof. Dr. Atasoy, üniversite yıllarının bir dönüm noktası olduğunu belirterek öğrencilere şu somut tavsiyelerde bulundu:
-
"Uyuşturucu bulunduğunu tahmin ettiğiniz ortamlardan mutlaka uzak durun (pasif içicilik riski)."
-
"En sıkıntılı ya da keyifli anlarınızda size uzatılan bir şeye ‘hayır demeyi’ öğrenin."
-
"Uyuşturucu kullanmayan arkadaşlıklar edinin ve madde kullanan arkadaşlarınızı profesyonel destek almaya yönlendirin."
-
"Stresle başa çıkmayı öğrenin. Spor, egzersiz, nefes egzersizleri ve müzik dinleme stresi azaltır."
-
"Kısacası, beyninizi koruyun çünkü bu bir beyin hastalığıdır. Sağlık en değerli hazinedir."
|