Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, umut duygusunun insan sağlığı ve motivasyonu üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekiyor. Yaptığı açıklamalarda, umutlu olmanın beyinde serotonin ve dopamin gibi mutluluk hormonlarını harekete geçirdiğini ve bu durumun kişinin enerjisini artırarak krizlere ve depresyona çözüm bulmasına yardımcı olduğunu belirtiyor.

Umutsuzluk İnsan Doğasına Aykırı

Prof. Dr. Tarhan, umudun sadece bir duygu olmadığını, aynı zamanda hayatta kalmak için canlıların genlerine kodlanmış bir "yaşam enerjisi" olduğunu ifade ediyor. İnsanların doğuştan umutlu olmaya programlandığını ancak belirsizliğe tahammülsüzlük, olumsuz ön yargılar ve yanlış düşünce kalıpları nedeniyle umutsuzluğa sürüklendiğini vurguluyor. Umutsuzluğun, insanların kendilerini değişime kapatmasına ve bir "kader" olarak kabul etmesine neden olduğunu belirtiyor.

Umut, Öğrenilebilir Bir Beceridir

Tarhan'a göre, umut bilinçli ve öğrenilmiş zihinsel bir beceridir. Psikolojik sağlamlığın en önemli kaynaklarından biri olan umut, amaç odaklı düşünme ve sabırla desteklenmelidir. Umutlu insanlar, hayatlarındaki engelleri birer fırsat olarak görerek, yaşadıkları zorlukları kendilerini geliştiren "travmalar" olarak nitelendirirler. Bu bakış açısı, kişinin tehditler yerine fırsatlara odaklanmasını sağlar ve yaşam enerjisini artırır.

Zümrüdüanka Kuşu ve Su Metaforu

Prof. Dr. Tarhan, gençlere ve umudunu yitirenlere ilham veren iki önemli metafor sunuyor:

• Zümrüdüanka Kuşu: Tıpkı küllerinden yeniden doğan Zümrüdüanka kuşu gibi, insanların da en karanlık anlarda bile yeniden başlayabilme kapasitesine sahip olduğunu ifade ediyor.

• Su: Umutlu insanları "su gibi" olarak tanımlayan Tarhan, suyun karşısına çıkan engelleri aşarak yoluna devam etmesi gibi, umutlu insanların da zorluklar karşısında çözüm üreterek ilerleyebileceğini belirtiyor.

Sonuç olarak, beynin umut duygusuyla harekete geçtiğini ve biyolojik olarak bu duruma kodlandığını belirten Prof. Dr. Tarhan, umudun sadece bir duygu değil, aynı zamanda kişiyi harekete geçiren, motivasyonunu artıran ve hayatın zorlukları karşısında direnç kazandıran bir beceri olduğunu vurguluyor.